
Yıllar sonra tanımadığın bir insanın senin karşına çıkması. Seninle konuşması, sana emek harcaması, seninle vakit geçirmesi… Sana sarılışı, dokunuşu. Yan yanayken yaptığınız sohbet, saatlerce konuşmalar. Birlikte geçirdiğiniz güzel saatler. Yeni bir başlangıç, yeni bir heyecan, yeni bir yol ve yeni bir mutluluk. Mesela yol kenarında onu beklerken birden ufuktan görünmesi ve koşarak gelip sana sarılması. Beklenmedik anda çalan telefon ve gelen sesi. Karnında hissettiğin gıdıklanma, hani derler ya karnımda kelebekler uçuyor diye işte ondan belkide.
Tek bir dokunuşun, tek bir sözün tüm yorgunluğu, stresi atabiliyor olması. Yanındayken bir o kadar hızla akan ama bir o kadar da duran zaman. Ona baktığın her an gördüğün o eşsiz manzara. Onunlayken seni bırakmayan kelebekler -bendeki belki civciv de olabilir.- Gözünü kapattığında karşına gelen ilk yüz.
Seni sen yaptığına inandığın ya da inanmaya başladığın, kendinde eksik dediğin o kısmın tamamlandığını hissettiğin, kırgın, yorgun ve üzgün zihin ve bedenin yeniden çalışabileceğini gördüğün ve en önemlisi de bütün bu duyguların hepsinin karşılıklı olduğuna inandığın saf, temiz bir gönül.
Tüm bunlar sadece kısa zaman içinde yaşanmış tatlı küçük mutlu bir anı olarak mı kalacak yine. İşte bundan yoruldum. Hayal kırıklığına uğramaktan yoruldum. Yıllardır kanmadığın ve kendimi sakındığım şeyin tam emin olduğum dediğim bir anda tekrardan beni bulup sonucun yine aynı olmasından yoruldum.
Emek vermekten yoruldum. Yeni bir insan tanımak, ona zaman ayırmak, hoş vakit geçirmek, hoş sohbetler yapmak. Kendini tanıtmak ve onu tanımak için çaba göstermek. Yıllarca hem çekindiğim, hem kaçtığım, hem de çok yorulduğum bir süreç oldu. Halen de öyle oluyor. Ama bir ışık, bir ufuk, bir acaba sorusu gördüğümde tekrar diyorsun. Bu sefer diyorsun, bir daha diyorsun. Denemen lazım ne kaybedersin, belki diyorsun sonra tekrar sil baştan başlamak zorunda kalıyorsun. Tüm bu aşamaları, emekleri, anları tekrardan yaşıyorsun. Tamam bu sefer oldu ve mutlu olacaksın diyorsun ama ne olduğunu bilmeden tekrar yıkılıyorsun.
Herkes yanılıyor olmaz diyorum bazen. Herkesin benim hakkımdaki düşünceleri gözetince diyorum yok bu sefer farklı. Ama sonu hep aynı.
Dönüp bakıyorum kendime. Ben kimim ve neden bunlar böyle oluyor diye. Kendimi incelemek ve çözümlemekten yoruldum. Her şeyi kendimde aramaktan ve içime atmaktan yoruldum.
Çok bir şey değil istediğim. Yanında huzur bulduğum insanla aynı yolda yürümek. Birlikte vakit geçirmek. Benim ona, onun bana katacağı değerle kendi çizdiğimiz yoldan sorunlarla mücadele ede ede güzelliklere birlikte ulaşmak. Hoş sohbetler edip, hoş vakit geçirmek. Tüm günün yorgunluğu tek bir ses ve tek bir sarılmayla atabilmek. Masum küçük bir istek.
Ama hayal. Yarım kalmış, kalacak, ya da hiç başlamamış bir hayal. Son yıllarda attığım her adım bir hayal ve sonu mutsuz bir hayal. Gerek eğitim, gerek iş, gerekse hayatın her alanı sadece yarım kalmış bir hayal. Bir gün düzelecek ve her şey yoluna girecek hayaliyle geçen koskoca yıllar.